Kadir Abi
Bir gün Haydar isimli bir adam kız arkadaşıyla buluşmak için restorana gitmiş oturup kızı beklemeye başlamış bi bakmış ki 2-3 masa ileride Kadir İnanır gitmiş yanına
- Kadir ağabey bir imza alabilir miyim? demiş
Kadir İnanır:
- Tabi. demiş vermiş imzayı adam gitmiş oturmuş yerine bi kaç dakika geçmiş Haydar kalkmış yerinde
- Kadir ağabey birazdan kız arkadaşım gelecek geçerken bir selam verirmisin ya karizma olur. demiş
Kadir İnanır:
- Tamam olur.demiş
ardından adam dayanamamış kalkmış yerinden yine
- Kadir ağabey be yanımızdan geçerken selam verip iki muhabbet edermisin ya çok sağlam karizma yaparız demiş
Kadir İnanır:
- İyi tamam hadi geç otur yerine ben giderken uğrarım sizin masaya demiş.
Adamın kız arkadaşı gelmiş oturmuşlar muhabbet ederken Kadir İnanır gelmiş
- Haydar naber abi? demiş
Haydar:
- Kadir bi siktir git ya....
Iraklı
Bir Amerikali, bir Ingiliz ve bir Irakli barda oturmus içki içiyorlarmis.
Amerikali içkisini bitirince bardagi havaya firlatmis, silahini cikarip bardaga ates edip parcalamis:
"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da ayni bardakla iki kere içki içmeyiz" demis.
Ingiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardagi havaya firlatmis ve ates ederek bardagi parçalamis:
"bizim Ingiliz kumsallarinda bardak yapacak cam için o kadar çok kumsal vardir ki, ayni bardakla iki kere içki içmeyiz" demis.
Bunun üzerine Irakli da buz gibi sogukkanli bir sekilde içkisini bitirmis, bardagi havaya firlatmis, silahini çekip Amerikali ve Ingilizi vurup öldürmüs:
"Bagdat'ta bu Ingiliz ve Amerikalilardan o kadar çok var ki, biz ayni adamlarla iki kere içki içmeyiz"
Aşırı Hız ve Uyanık Şoför
Adam trafikte 'alçaktan uçarak' giderken polise yakalanır... kenara çeker arabadan iner:
- Buyrun Memur Bey!
- Beyefendi aşırı hız yaptığınız için sizi durdurmak zorundayım, ehliyetiniz lütfen?
- Ehliyetim yok, son yaptığım kazada ehliyetime el koydular Memur Bey.
- Peki aracınızın ruhsatını görebilir miyim?
- Araba benim diil Memur Bey çaldım ben bu arabayı.
- Anlamadım nasıl yani, siz bu arabayı çaldınız, öyle mi???
- Evet Memur Bey, aa durun bi dakka torpido gözünde ruhsat olucaktı, silahımı oraya koyarken ruhsat gibi bişi gördüm galiba....
Polis iyice şaşırır:
- Torpido gözünde silah mı var?!?!?!!?!?!?
- Evet Memur Bey, bu arabanın sahibi kadını vurduktan sonra cesedi bagaja koydum silahı da torpido gözüne koydum...
- Bİ DE BAGAJDA CESET Mİ VAR?!?!?!!?!?!?!?!?!?!
- Evet Memur Bey...
Trafik polisi bunu duyar duymaz amirini arar, arabanın etrafı bir anda polislerle dolar ve adamı sorguya alırlar.... Ekipler amiri adamın ehliyetini ister, adam ehliyetini çıkarır ki ehliyet geçerli temiz hiçbir anormallik yok.. Bunun üzerine adamın ruhsatını ister, adam çıkartır ruhsatı da verir, ekipler amiri yine bakar ki araba adama ait.. Derken adamdan torpido gözünü açmasını ister, adam açınca ortaya çıkar ki orada da silah falan yok... Ekipler amiri bir de bagaja bakmak ister adam bagajı açar orada da ne ceset ne bişi yok.. Bunun üzerine ekipler amiri 'Çok garip' der....
'Sizi durduran memurun anlattığına göre bu arabanın bi kadına ait olduğunu söylemişsiniz, kadını öldürüp cesedi bagaja, silahı da torpido gözüne koymuşsunuz...'
Adam güler:
'İnanamıyorum... O şimdi benim için 'aşırı hızlı gidiyordu' da demiştir....'
Temelle Yunan askeri
Temel askerligini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel'in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El haraketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler degişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."
Harem Ağası
Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun gögüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin gögüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp harem ağasına açılmış..
- ''Bana sultanın memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin'' demiş..
Harem ağasının aklı yatmış bu karlı işe.. Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karışımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, sultanın o gün banyodan sonra giyecegi korsaya iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korsayı takınca, losyon etkisini hemen göstermiş. Memeleri yanğın yeri gibi yanmaya başlamış..
Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.. Sultan acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha;
- ''Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, herşeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmed'in dili Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz'' demiş..
Padişah çaresiz çağırmış Ahmed'i hareme.. Ahmed bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş... Ne var ki söz verdigi halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış..
- ''Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider bunu göze alamazsın, Hadi bakalım, çek arabanı''.. demiş.
harem ağasına.. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün aynı yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.....
Yanlış Mail
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
Beşiktaş
Beşiktaş ekibi maç saatine yakın stada girerler.. stada takımdan ayrı gelen Sergen, takımın motivasonunun çok düşük olduğunu görür, suratlar asıktır,
- Ne oldu neden yüzünüz gülmüyor
diye sorar.
Takım arkadaşlarından biri,
- Ne olsun böyle bir takımla oynamak zorunda kaldığımız için
canımız sıkkın,
der..
Bunun üzerine Sergen:
- Pekala çocuklar, hadi siz gidin kadıköy'ü gezin, ben tek başıma
sahaya çıkar oynarım,
der..
Ve takım çocuklar gibi sevinerek stattan çıkıp Kadıköyü gezmeye giderler.. Maç başladıktan 10 dk sonra Beşiktaş takımı stada döner, skor; Beşiktaş 1 - Fenerbahçe 0.. e tabi bu durumda daha da bir keyiflenirler ve tekrar dışarı çıkar gezmeye başlarlar..
Maç bittikten sonra stada döndüklerinde, maçın 1-1 bittiğini görürler, FB
adına Ortega, 85. dakikada bir gol atmıştır.. Takım arkadaşları hemen
Sergen'e koşarlar ve onu coşkuyla tebrik ederler..
Ama Sergen üzgündür.
- Özür dilerim arkadaşlar, sizi mahçup ettim,
der.
- Olur mu öyle şey,
der Beşiktaş takımı,
- Sen koskoca bir takımla tek başına oynayıp yenilmedin, daha ne olsun..
- Ama,
der Sergen, 12. dakida kırmızı kart görmüş olmam gerçekten benim
için utanç vericiydi.
Esas akıl
Bir akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
Bir insanın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl
belirliyorsunuz?
Doktor:
Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey
veriyoruz.
Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl
boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz NE yapardınız?
Adam:
OOO ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova
kaşık ve fincandan büyük.
Hayır, der doktor.
Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
5 kadın
5 tane Rahibe öldükten sonra diğer tarafta onları önünde bir tas su ile zebani karşılar. Zebani rahibelerin sıraya girmelerini ister. İlk kadına sorar:
- P...is hakkında ne biliyorsun?.
Kadın
- Yalnızca dokundum
der.
- O zaman sadece ellerine suyu sür geç
der zebani.
İkinciye de aynı soruyu sorar.
Oda
- Yalnızca gördüm
der.
- O zaman suyu gözlerine sür ve geç
der.
O sırada 3. ile 4. kadın yer değiştirir.
Zebani bunu görünce
- Ne yapıyorsunuz yer değiştirmek yasak
der.
Bunun üzerine Kadın:
- Arkadaş g**ünü yıkamadan ben bi ağzımı yıkasaydım
der...
Trafik
Trafik polisi Temelin kullandığı arabayı durdurur ve:
-Sizi tebrik ederim beyfendi, bu günkü kontrollerimizde emniyet kemeri takan tek sürücü sizsiniz bu yüzden size üçyüzmilyon lira ödül vereceğiz, ne yapmayi düşünüyorsunuz, demiş.
Temel:
-Hemen cidup bi ehliyet alacagim demis.
-Ne! senin ehliyetin yok mu?
demeye kalmadan yandan Fadime söze girmis:
-Siz ona bakmayin memur bey içince hep boyle sapitiyi
Polis iyice sinirlenmeye baslamis.
Derken arkadan dursun:
-Ula ben size demedimmi çalinti arabayla yola
çikmayalim basimiza bi is gelir diye.
Trafik polisi iyice zivanadan çikmis ve bagajdan idris
atlamis:
-Noldu usaklar geçtik mi siniri?
Otobüs Bekliyorum
Kadının biri dolabından gelen gıcırtıyı kesmesi için eve marangozu çağırır marangoz bakar ama bir sorun bulamaz dolap gıcırdamıyordur ve sorar
-Abla bu dolabın bir şeyi yok ne yapayım?
Kadın:
-Normalde gıcırdamıyor zaten yoldan otobüs geçerken gıcırdıyor sen şimdi dolabın içine gir otobüs geçerken bakarsın. der
-Adamda tamam der başlar beklemeye.
Bir müdedt sonra kadının kocası eve gelir üzerini değiştirmek için dolabın kapağını açınca birde ne görsün içinde bir adam hemen sorar.
-Ne işin var senin benim dolabımda...
Adam:
-Abi nedesen haklısın şimdi sana otobüs bekliyorum desem inanmazsın...
Sapan yapacağım
Adamın biri aklını sapanla bozmuş. Nerede bir karış lastik bulsa hemen sapan yapıp evlerin camına taş atıyormuş. Sonunda akıl hastanesine kapatmışlar. Gel zaman git zaman adam bir gün başhekimin odasına gitmiş :
- Ben artık akıllandım. Beni çıkarın, demiş. Başhekim :
- Peki seni çıkarırsak ne yapacaksın?
- Evleneceğim.
- Evlenince ne yapacaksın?
- Gelini alıp gerdek odasına getireceğim.
- Sonra?
- Önce duvağını sonra gelinliğini çıkaracağım.
Doktor heyecanlanmış :
- Sonra, sonra?
- Sonra sutyenini çıkaracağım.
- Eee, sonra?
- Sonra külotunu çıkaracağım.
Doktor iyice heyecanlanmış artık :
- Anlat, anlat sonra?
- Külotunun lastiğini çıkarıp sapan yapacağım.
Anahtarı sende
Doktor birgün delileri ileştilermi diye kontrol etmek istemiş.Duvara kapı resmi çizmiş ve demiş ki delilere "bu kapıyı kim açarsa burdan gitcek".demiş.Delilerin hepsi kapıyı açmaya çalışıyormu ama bir deli kenarda sessizce oturuyormus.Doktor içinden demişki"heralde bu akıllanmış gidip niye kapı açmayı denemediğini sorayım"sonra delinin yanına gitmiş ve demişki"sen niye kapıyı açmaya çalışmıyorsun?demiş. deli biraz durmuş sonra demiş ki"seni gidi seni uyanık kapının anahtarı sende dimi demis...
Deli ve futbol
Bir gün bir tımarhanede doktorlar delilerin akıllarının yerine gelip gelmediğini öğrenmek için bir test yapacaklar önce delileri boş bir alana götürürler sonrada ortaya büyük bir kaya parçası indirip maç yapın derler bütün deliler kayanın başına toplanır ve başlarlar tekmelemeye tüm delilerin ayağı kan içindedir doktorlardan biri ya bunların hepsi birbirinden deli ve vazgeçmişler tam giderken bir delinin futbol yerine köşede oturduğunu görmüşler ha içlerinden bi akıllı çıktı sonunda ve yanına yanaşmışlar sen niçin oynamıyorsun sorusunu iletmişler DELİ SİNİRLİ Bİ ŞEKİLDE GİDİN BE BAŞIMDAN BÖYLE FUTBOL MU OYNANIR HİÇ KAFA ATMIYORLAR Kİ DEMİŞ
TEMEL
BİR GÜN AKIL HASTAHANESİNDE TEMEL İLE DURSUN HAVUZ BAŞINDA GÜNEŞLENİRKEN DURSUN ANİDEN HAVUZA DÜŞER. TABİİ BİZİM DURSUN YUZME BİLMİYOR HEMEN İMDADINA TEMEL YETİŞİR VE DURSUNU ÇIKARIR. BUNU GÖREN EDOKTORLAR TEMELİN AKKILLANDIGINA KARAR VERİR VE TEMELİ ODAYA ÇAGIRIRLAR:
TEMEL SANA HEM İYİ HEM KÖTÜ HABERİMİZ VAR DERLEER. DÜN HAVUZDA DURSUNU KURTARDIGINI GÖRDÜK VE SENİNİN AKILLANDIGINI ANLADIK.ARTIK EVİNE DÖNEBİLİRSİN.BİRDE KÖTÜ HABER DURSUNU KURTARDIN AMA DURSUNU ARKA BAHÇEDE ASILI BULDUK.TEMEL HEMEN CEVAP VERİR.:BİLİYORUM UŞAM BEN ONU KURUSUN DİYE ASTIM
Eve Gönderdim...
Delileri uçağa bindirip, bir şehirden ötekine naklediliyorlardı. Ama o kadar çok gürültü yapiyorlardı ki, sonunda pilot dayanamadı. Uçağı ikinci pilota teslim ederek içeride ne olup bittigini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı. Baktı, en başta bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu oturuyordu.
Pilot:
-Sen neden bağırmıyorsun? diye sordu.
Adam :
- "Ben bunların öğretmeniyim. Onlarda benim öğrencilerim. Şimdi teneffüsteler de onun için ses çıkartmıyorum" diye cevap verdi.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti. Bir an geldi ki sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
- "Aman çok güzel!" diye sevindi. "Herhalde kendini öğretmen sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek" diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu. Pilot biraz daha bekledikten sonra merak etti. Gidip bakmak istedi. Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden başka kimsecikler yok! Dehşetle sordu :
-Ögrencilerin nerede?, diye...
Öğretmen:
- "Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim!"
İki Deli Şehirde
İki deli hastaneden kaçmışlar o kadar koşmuşlarki şehrin ortasına geldiklerinde nefes nefese kalmışlar. Aksilik ikisininde acil tuvalet ihtiyacı gelmiş, büyük olan ordan geçen genç bir delikanlıya:
- "Afedersiniz burada tuvalet var mı? Arkadaşla çok şıkıştık." Deli olduklarını anlayan genç ilerde cadde ortasında duran çöp varıllerini göstererek:
- "İşte burası tuvalet."
Dalgasını geçer ve gider. Bizmkileri hemen çöp varillerinin üzerine çıkarlar. Büyük tuvaletlerini yapmaya başlarlar. Bu arada delileri gören halk seyretmek için etrafına toplanır. Bir kalabalık bir kalabalık büyük deli yanındaki deliye:
- "Ulan iyiki acele etmişiz şu tuvalet sırasına, bak bizi bekliyorlar."
Tarlada
Dursun canı sıkkın bir şekilde tarladan gelen Temel'i görür ve hemen sorar:
- Hayrola Temel ne oldu daa. Neye böyle öfkelu öfkelu gideysun.
Temel
- Hiç sorma Dursun derdum büyüktür.
Dursun
- Hayrola uşağum neymiş derdin?.
Temel
- Tarlada iken canım acayip fadimeyi çekiyur, ama eve gelince tık yok.
Dursun
- Uşağım o zaman Fadime sana gelsin.
Temel
- Nasıl olacak bu?
Dursun
- Al tüfeği yanına canın çekince patlat Fadime anlar koşar gelir.
Temel
- Hay aklınla bin yaşa emi.
Tabi Temel bunu hemen uygulamaya koyar. Canı çekince hemen tüfeği patlatıveriyor Fadime yanında. Aradan bir kaç hafta geçiyor Dursun yine Temel'i tarladan gelirken görüyor.
Dursun
- Hayrola Temel nasıl gidiyor verdiğim taktik?
Temel
- Valla Dursun ilk başta çok iyidi, ama av sezonu açıldı açılalı Fadimenin yüzünü göremez oldum.
Garajda Hırsız Var
İki katlı bir evde oturan karı koca tam yatmaya hazirlanırken karısı:
Her halde garajda hırsız var, asağıdan sesler geliyor der.
Adam camdan sessizce dısarı bakar ve:
-Evet, der. Disarida iki kişi var ve bizim esyaları götürüyorlar...
Derhal polise telefon eder..
- Alo memur bey... Şu anda iki hırsız var ve garajdan eşyalarımızı çalıyorlar.
Acele araba gönderin, der.
Bunun üzerine polis:
- Evin içindeler mi? diye sorar.
- Hayır der adam. Garajdalar...
- Tamam o zaman içerden kapıları iyice kilitleyin ve ses çıkarmadan evde bekleyin.
Arabamız olduğunda göndeririz, çünkü su anda bütün arabalar görevde...
Adam biraz sonra polise tekrar telefon eder.
- Biraz önce size garajda hırsız var diye telefon etmiştim ya...
- Evet!
- Ikisini de vurdum!..
İki dakika geçmeden bir sürü polis arabası ve bir de ambulans gelir ve
hırsızları suçüstü yakalarlar.
Polisin biri adama yanaşır:
- Hani adamları vurdum demiştiniz?
- Hani siz de şu anda arabamız yok demiştiniz!
SSK
Benim dumurum klasik SSK dumuru. Kalp ameliyati oldum. 4 ayrapor aldim ve bu 4 ayin sonunda rapor parami almak için fatih ssk'ya gittim. Klasik bir sekilde eksik evraklari parti parti söyledikleri için 3 gün ugrastim ve büyük gün geldi. param hesaplaniyor. bankodayim sorular geldi.
-hastanede yattin mi?
-heralde abi dedim henüz evlerde kalp ameliyati yapamiyorlarmis.
hiç yorum yapmadi 2. soruya geçti.
- Çiktinmi peki?? ve ben dumur..
-hayir hala aksamlari isten sonra yatmaya hastaneye gidiyorum..
ve kafami duvarlara vuracak soru geldi. espiri bile anlamaktan aciz bu adam sordu:
-istanbul'da kimsen yok mu yav. niye hastanede kaliyorsun ki hala....
Şöför
Malum servis söförümüz sıkışan trafikte haraket edemez halde beklerken (gayetde hakliydi çünkü önündeki arabalar kuyruk olmustu) arkadan kornaya abanan araç sahibine camdan sarkarak "pokemon'muyum lan ben arabalarin üzerinden uçayim" diye bagirarak tüm servisi yere yikmisti
Sigorta
kadin: merhaba ben kredi kartinizla kopek almistim...
yetkili:evet efendim?...
kadin:bu kopegin kulaklari duymuyor. acaba sigorta kapsamina giriyor mu?
yetkili: ben bi team leaderima danisiyim!!!!...
Tebeşir
Ders yine kalkülüs. hoca büyük bi sevkle anlatiyo. tamamen konuya konsantre olmus. ama tebesirinin ufacik kaldigini farkediyo. uyuklayan bi öğrenciye
- "e hadi çık tebeşir bul yan siniftan" diyo.
çocuk çikiyo harbiden. ama yan sinif diye ayni amfiye diğer kapidan giriyo ve yine bizim hocaya
-"hocam yan siniftan tebeşir istiyolar" diyo.
hoca da derse konsantre ya,
-"ya ben de az önce bi öğrenci gönderdim alsin diye. bizde de yok" diyo.
cocuk da
-"haa taam" diyip çikiyo. sonra diger kapidan tekrar girip
-"yokmus hocam. aa nasi yani ya"
diyince hoca da öğrenci de durumu çakıyolar. inanilmaz ama gerçek.
Taksici
Bir gün Bakirköy-Taksim dolmusuna binmistim. Aracın ön konsoluna harfli sticker'larla sunlar yazilmisti: TÜRK SOFÖRÜ EN IÇTEN DUYGULARIN INSANIDIR E, ne var ki bunda, demeyin; devamini okuyun: KEMAL ATATÜRK !!
Mail
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görürür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.... Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Herşey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış.Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak.
Şifre
-iyi günler, hosgeldiniz, nasil yardimci olabilirim?
-para çekemiyorum ben...
-sifrenizi yanliş giriyormuşsunuz destur bey
-sifremi?,benim sifrem hep aynidir,istanbulun kurtuluşu....
-bana söylemeyin lütfen sifreyi efendim.
-heh,tamam hatirladim,1956!!!
-efendim o istanbulun kurtuluşu değil ama...
-ya kaçti istanbulun kurtulusu?
-efendim ben malesef söyleyemem bunu size.
-niye sendemi bilmiyosun?..
-biliyorum ama güvenlik açisindan benim sifreyi bilmemem gerekiyor.
-ben sana sifreyi sormuyorum ki! istanbulun kurtuluşunu soruyorum.
-evet,ama.........
Uçak
Lisedeyiz...Geometri dersi... Ders kaynasin diye yapmadigimiz karaktersizlik yok. Hoca tahtaya sekil çizerken, okulun bayagi yakinindan bir savaş uçağı geçti. Bizden biri:
- Aaa hocam uçak geçiyo!
Hocamizdan cevap:
- Elleme geçsin!!!
Sinif komple kisa devre...
Seyyar Satıcı
Seyyar saticinin biri Anadol pikabiyla biseyler satmak için megafonuyla gürültülü bir sekilde bağarmaktadir:
- Domates, biber, patlican...
Arkadan trafik polisi:
-Seyyar satici kenara çek!
Satici: - Annaşıldi tamam!
Printer
- ya benim bu printer çalimiyor yenide aldim
-yardimci olalim efendim
-tamam -bilgisayariniz printeri goruyormu efendim(bilgisayara tanimli olup olmadiğini sormaya çalisiyorum )
-evet karşı karşıyalar
Printer 2
Sene 1992, üniversite yillari. Anneannemin hac parasiyla zar zor bir bilgisayar kapatmisiz ama printer'a para kalmamis. Aksam vakti printer'i olan bir arkadasa gidip aleti ödünç aldim, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz.Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi,taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimligini gösterdi. Ben kucagimdaki cihazin inmemek için uygun bir bahane oldugu düsüncesiyle elde kimlik arabada bekledim.Polis abi geldi, kapiyi açti, ve aramizda söyle bir diyalog geçti:
- O ne len ööle?
- Printer - (yanindaki öteki polise dönerek)Ecnebi oolum bu.
Sonra gülümseyerek kapiyi kapatti,güle güle manasina ikisi birden el salladilar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra şöför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayi kullanamiyordu.
Polis
Simdi arkadasimla Taksim'de takiliyoruz bi adam aglayan cocugunu susturmaya çalisiyor. Yanda da bi polis var; sonra adam çocuga dedi ki
-Sus yoksa seni polise veririm.
Yandaki polis de bi dellendi ;
-Lan gerizekalı biz adam mi yiyoruz da bize veriyon cocugu?
Polis telsizleri
- 5443 Merkez : Cemal Gursel caddesi'nde supheli bir paket var.
- Anlaşildi, çevre güvenligini alin uzman gönderiyorum.
- Merkez uzman ekibe gerek kalmadi, paket bos.
- Bos oldugunu nasil anladiniz.
- Efendim uzerinden kamyon gecti.
Merkez ekiplerden sirayla mevkii ve yol durumu hakkinda bilgi aliyor :
- 5945 Merkez : Hava yagisli, zemin kuru, yolda kalan arac yok.
- Merkez 5945 : Hava yagisliysa zemin nasil kuru oluyor?
- Anonsu yaparken tunelden geciyorduk
- Merkez 4818 : Arac alkollu mu?
- Olumsuz efendim, dizelmiş.
Orta Kapı
Rumeli - Hisarustu otobusuyle Taksim'e dogru gidiyoruz. Adamin biri Besiktas dolaylarinda gayet aceleci bir tavirla
-"Kaptan orta kapiyi rica edebilir miyim?".
Bizim sofor olaya hakim:
-"Tabi abi ayip ettin. Al gotur. Senden kiymetli mi?
Müşteri Hizmetleri
-meraba ben batur nasil yardimci olabilirim?
-benim telefonda bi problem var yönlendirmeynen ilgili...
-peki ilk önce telefonunuzun ''menü' tusuna sonra da ''5'' tusuna basin...
-evet... tamam...
-ekran da ne var simdi?
-show tv... -???
Mükemmel Yer
Olayimiz Sariyer Taksim minibuslerinde gecmekte... Kravatli,duzgun giyimli bir adam inmek icin ayaga kalkar:
- Sofor bey. Mukemmel bir yerde inebilir miyim? (Herkes kopar) Minibus saga yanasir. Sofor:
- Tabi buyrun. Size layik degil ama... (Bu sefer herkes daha beter kopar)
Minibüs Yolculuğu
Okula ulasmak için, Besiktas Akaretler'den Sarıyer minibüsüne biniyorum. Epey bosça olan minibüse, orta yaslarda bir abi biniyor ve benim gibi en öndeki üçlü koltuga, yanıma oturuyor. Az sonra cebinden cüzdanı çıkarmak için hafifçe ayaga kalkan abimiz, minibüsçünün ani freni ile kafasını sert bir sekilde minibüslerde motor kabini üzerinde bulunan tahta para kutusuna çarpıyor. Ebleh bir bakisla yerine oturan abide bir kısa devre olmus olacak ki, parayı minibüsçüye uzatıyor ve:
- Bi kısa camel versene!
Maddenin 3 Hali
Olay, bir arkadasimin annesinin gözetmen olarak bulundugu ilkokulu disardan bitirme sinavlarindan birinde gerçeklesiyor. Disardan bitirme sinavi ya, yagli bagli adamlar da var sinavda. Gözetmenler sinav sirasinda siralarin arasinda dolasiyorlar. Tam o sirada gözetmen bakiyor, adamin biri sorularin hiçbirine cevap verememis;aciyor adama. "Maddenin üç halini yaziniz" sorusunu parmagiyla isaret ediyor ve adamin kulagina egilip cevabi fisildiyor: "kati,sivi, gaz." Sinav kurulunu dumura ugratan an cevap kagitlari okunurken gerçeklesiyor. Sorunun cevabi, kagitlarin birinde aynen söyle yer aliyor:Katir, sigir, kaz
|